27.11.07

Eşik Beceriler

Uzun yıllardır yakın çevremdeki genç insanları gözlüyorum. Oldukça da şanslı olduğumu söyleyebilirim. Hepsi iyi niyetli ve zeki insanlar. İyi birer üniversite öğrencisi / mezunu insanlar bunlar. Genel olarak sosyal becerileri iyi, insanlarla rahat diyalog kurabiliyorlar; kafaları çalışıyor; karmaşık bir meseleyi hızlıca anlıyorlar. Bazısı anlamaktan öte yeni bir şey de üretebiliyor. Ancak birçoğunun potansiyellerini kullanabilme konusunda bazı basit (bana göre basit) eşikleri atlamakta güçlük çekiyorlar.

Bunlardan birincisi planlama. Birçok genç gününü, yarınını, hafta sonunu planlamaktan aciz. Örneğin, “Pazar günü Ahmet ile buluşacağız.” diyor. Ne zaman ve nerede buluşacağı belli değil. Pazar günü gelinceye kadar netleştirmiyor. Pazar günü de Ahmet telefonunu bir yerde unutuyor, iletişim kurulamıyor; sonuçta da görüşme gerçekleşmiyor. Bu basit örnek, iş ve sorumluluk için de geçerli. Örneğin, pazartesi akşamına bir sunum hazırlayacaksanız ve günlerden Cuma ise, Cumartesi-Pazar gezip tozmaz, sunum için çalışırsınız. Böylece Pazartesi günü yetişti yetişmedi derdi olmaz. Pazartesi gününe kadar yapmazsanız bir de elektrik filan kesilirse sunum gerçekleşemez. Komik ama “temel planlama becerileri” diye seminerler düzenlemek gerekiyor. Çünkü gençler önceliklerini belirleyemiyor. Aslında sorumsuz da değiller, bir iş yetişmediğinde vicdan azabı da çekiyorlar; mahcup da oluyorlar ama sonuç değişmiyor.

Planlama becerisi eksikliği ile at başı giden bir başka sorun da, geç kalkmak. Üç yaşından beri sabah 5-6 civarında kalkan biri olarak, diğer insanların kalkış saatleri hep anormal gelmiştir. Diyeceksiniz ki, “seninki anormal.” Peki diyelim ki, erken kalkmak anormal; ama ciddi avantajlar veriyor. Güne erkenden hazırlanabiliyorsunuz. Size ekstradan üç saat zaman veriyor. İster oku; ister trafik başlamadan yola çık, ister bisiklete bin; ister bir kahvaltı toplantısı yap.. Şimdi bir genç düşünün; zeki, sosyal becerileri iyi ve sorumluluk sahibi; ama geç kalkıyor (geç deyince saat 10:00’da değil, 08:00’de kalkıyor). Bu arkadaşımız bu uyku düzeniyle, yaşamda çok güçlük çeker. Gideceği yere yetişemez, işlerini yetiştiremez, okuması gerekenleri okuyamaz; bakması gereken internet sitelerine bakamaz. Az uyumak demiyorum; ama erken kalkmak başarı için gereken zamanı bize veriyor. İsterseniz gece saat 22:00’de yatın. Birçoklarının gece saat 22:00-24:00 arasını verimli kullandığını söylemek çok zor. Televizyon ya da internet başındalar. Ama zannetmeyin ki, televizyonda belgesel izliyor ya da İnternet’te araştırma yapıyor; büyük olasılıkla zaman öldürüyor.

Yine bu gençlerden birisiyle bir toplantı yapacaksınız; o genç geç gelirse ona yüklediğiniz değer düşüyor. “Çok akıllı, çok iyi ama bir toplantıya zamanında ulaşmaktan aciz.” Bir yere dakik varıp varmadığınız sizin planlama ve problem çözme becerilerinizin düzeyini gösterir.

Eşik becerilerden biri de giyim kuşam. Asistanlarımdan biri, her zaman çok şık giyinir. Onu tanıdığım günden beri bir gün tıraşsız, bir gün üstünde uyumlu ve ütüsüz bir kıyafet olmadan görmedim. Zamanlamaya dikkat eder. Verdiği sözleri tutar. Sosyal becerileri de gayet iyi. Kendini sürekli geliştiriyor. Kafası da çalışıyor. Sonuç: Birçok kuruluştan genç yaşına rağmen liderlik, yöneticilik teklifleri alıyor. Bütün bu söylediklerime dikkat eden başka bir genç arkadaşımız da Türkiye’nin zirve noktalarından birinde danışman oldu. Net anlaşılması için söyleyeyim: Bu iki arkadaşımız bütün zeka ve sosyal becerilerine rağmen, eğer planlama, zamanlama, erken kalkma, giyim kuşam konularında titiz olmasalardı, bugün ulaştıkları başarılara ulaşamazlardı.

http://zaman.com.tr/yazar.do?yazino=617156