15.3.12

Felsefeniz var mı?

Kişi olarak ya da kurum olarak bir felsefeye, bir ilke setine sahip olduğunuzda yaşamınızdaki her türlü soruya kolayca cevap bulabilirsiniz.

İşletmeleri ve toplumları başarıya taşıyan nedir? İşletme Yönetimi hakkında 6 kitap yazmış, New York , MIT ve Harvard üniversitelerinde yönetim konusunda eğitim almış bir uzman olarak yılların birikimiyle yeni (veya eski ama yeniden keşfedilerek özümsenmiş) bir cevap veriyorum. İşletmeleri ve toplumları başarıya taşıyan sahip oldukları felsefedir.

Her işletme ve her toplum bir felsefeye sahip olmalıdır ya da sahip oldukları geçmiş, kültür ve dinin içinden kendilerine uygulamanın ve yaşamın her aşamasında rehberlik edecek bir ilke seti çıkarmalıdır. İşletmelerin ve siyasetçilerin temelde iki felsefeyle yaşadıkları söylenebilir. Bu felsefeler avcılık ve çiftçilik felsefeleridir.

Avcılık felsefesi, fırsatçılığa dayanır. Belirli bir işletme için bir mal kıtlığa düştüğü zaman fiyatları aşırı yükseltmek ve alıcıları mağdur etmek avcılıktır. Tedarikçiyi öldüresiye bir pazarlıkla zararına mal sattırmak yine avcılıktır. Personeli, daha düşük maaşla çalışacak yenisiyle değiştirmek yine avcılıktır. Avcılık felsefesi kısa vadeli düşünceye dayanır ve uzun vadede bu felsefeye sahip olana zarar verir. Avcılık felsefesinin toplum yaşamındaki örnekleri rüşvetle iş görmek, emniyet şeridini ihlal ederek araba sürmek, başkasının hakkını çalmak, denetimsizliği fırsat bilerek kendi çıkarına mal edinmek, çevresindeki insanları imkan buldukça istismar etmek olarak sıralanabilir.

Çiftçilik felsefesi ise uzun vadeli bakış açısıyla düşünmeye dayanır. Çiftçilikte hemen sonuç alamazsınız. Tohum hemen mahsule dönüşmez. Mahsule dönüşmesi için emek ile birlikte zaman geçmesi gerekir. İşletmelerde çiftçilik, kalite için masraftan kaçmamak, kurnaz satış taktikleriyle müşteriyi kandırmamak, personeli ve müşteriyi uzun vadede kendine bağlayacak politikalar çerçevesinde kural ve uygulamalar geliştirmek demektir. Japon toplumu çok önemli ölçüde çiftçilik felsefesiyle yaşayan bir toplumdur. Japon yaşantısının hemen her köşesi, uzun vadede sonuçları itibariyle topluma yararlı olan bir felsefenin yansımalarıyla doludur. En basitinden metro yaklaştığında bekleyenler, vagonun kapısında düzgün bir “V” harfi gibi dizilirler; önce içerideki yolcular çıkar, ardından da “V” harfi şeklinde dizilmiş olan yolcular birer birer binerler. Eğer bekleyen yolcular avcı gibi davranıp vagon yanaşır yanaşmaz içeri atlamaya çalışırsa bir karışıklık ve rahatsızlık olur. Ama bir Japon böyle davranmaz.

İşletmelerde felsefe bir şirketin uzun vadede varoluşunu ve büyümesini garanti eder. İngiltere’de küçük bir dükkan ile başlayan Bodyshop mağazasının felsefesi kadınları güzelleştirmek değil, doğal ürünlerle insan vücudunun buluşmasını sağlamak, çevreyi korumak ve dünyada insan hakları ihlallerini önlemektir. Diğer tüm kozmetik üreticilerinden ayrılan Bodyshop sonunda dünya çapında başarı elde etmiştir. Kurucusu Anita Roddick’in ölümünden sonra Loreal en büyük rakibini satın almıştır. Türkiye’de inovasyon/yenilik deyince teknoloji şirketleri akla gelse de, Türkiye’nin en inovatif şirketlerinden biri Denizli’den Helvacı Hacı Şerif’tir. 1938 yılında kurulan Hacı Şerif sürekli ürün yeniliği arayışıyla 150’den fazla tatlı icat etmiştir. Haklı başarısının arkasında hiç bitmeyen ve sonlanmayan bir yenilik üretme / inovasyon felsefesi vardır. Birçok işletmenin sıradan kalmasının nedeni hiçbir felsefeye sahip olmamalarıdır.

Hiç yorum yok: