10.10.10

Harikulade Bir Başarı Öyküsü: Lokman Ayva

“Kalp gözünün körleşmesi, fiziksel gözün körleşmesinden daha tehlikelidir. Ölümün en güzel yanı, sonunda hepimizi eşitleyecek olmasıdır.”

Engellilerle ilgili bir yazı yazmaya hazırlanırken Lokman Ayva’nın özgeçmişini de araştırdım ve belki bazılarınızın bildiği harikulade bir başarı öyküsüyle karşılaştım. Bir başka yazıda Türkiye’de engellilerin sorunlarını ve diğer insanların onlara bakış açısını yazacağım.

1966 Yılında Konya’nın Başköy kasabasında doğan Lokman Ayva 11 yaşında geçirdiği menenjit hastalığı sonucu görme yeteneğini kaybetti. Eğitimine bu sebepten dolayı 5 yıl ara vermek mecburiyetinde kaldı. Lokman’ın babası bir devlet kurumunda odacılık yaparken, şef, ziraat mühendisi gibi elemanlar daireye gelirken oğlunu başkalarından hep saklardı. Böyle bir psikolojide yetişen Lokman, yabancı kişilerle de konuşurken hep kekelerdi. Yaz aylarında açılan bir okuma-yazma kursuna katıldı ve Braille (kabartma) yazıyı orada öğrendikten sonra 1982 yılında Ankara Körler Ortaokuluna başladı ve 1985 yılında bu okuldan mezun oldu. Okula gelene kadar babası, Lokman’ın bir şeyler yapabileceğine pek inanmazdı. Babası, Körler Ortaokulunun kör müdür yardımcısını ve bir İngilizce öğretmenini görünce oğlunun da bir İngilizce öğretmeni olmasını gönülden arzu etti ve bundan böyle daha büyük bir şevkle çocuğunu okutmak istedi. Lokman, hem fizikî bakımdan, hem de ailesinin maddî yetersizliklerinden ötürü çok zorlanmasına rağmen büyük bir azimle eğitime devam etti. Ailesi, yol parası bulamadığı için, çoğu kez komşuların yardımına da ihtiyaç duyardı.

Lokman, Körler ortaokulunda özgüvenini iyice geliştirdi. Öğretmenlerin kendi hayatlarından bahsetmeleri, onu derinden etkiledi. Bir gün rehberlik servisine gittiğinde, heyecandan yine kekeledi. Rehber öğretmenleri, bunun üzerine “madem zorlanıyorsun o hâlde bu problemin üstüne gidelim” dediler. Bunun üzerine tiyatroda çalıştı. Olumsuz psikolojisini yıktı ve kör olduktan sonra hiç tatmadığı başarma duygusunu orada tatmaya başladı. Lokman Ayva, okul yıllarını hatırladığında bir başarı öyküsü hiç unutamaz: “Orta birde fen bilgisinde 10 kişi 2 aldı, bir ben 5 aldım. Öğretmenimiz, herkese çay ısmarladı ve ‘Lokman’ın çayı 2 şekerli olsun’ dedi. Bu benim gerçekten çok hoşuma gitmişti. Bu duygular, benim okulu birincilikle bitirmeme sebep olmuştur”. Lokman, kazandığı bu özgüvenle çok azimli çalıştı ve sadece ortaokulda değil, lise ve üniversitede başarılı oldu. 1988’ de Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesi’ni tamamladıktan sonra aynı yıl içinde Boğaziçi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümüne kaydını yaptırdı ve 1993 yılında mezun oldu. 1993-1996 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Bölümünde ayrıca Yüksek Lisans yaptı. Aradan uzun geçen yıllar sonra şimdi de yine Boğaziçi Üniversitesi’nde doktora yapıyor.

Lokman Ayva, üniversite eğitimi ile birlikte çeşitli şekillerde iş hayatını da sürdürdü. Ancak, kendisi örgütlü kör hareketinin içerisinde yönetici konumlarda bulunmak ve özürlülerin sosyal sorunlarıyla ilgilenmekle ün yapmıştır.

Sıkıntı içerisinde yaşayan özürlü insanlarımızın yaşadığı problemleri en aza indirgemek isteyen ve onlara müreffeh bir hayat sunma yönünde çaba sarf eden Lokman Ayva, başkanlığını yaptığı Beyaz Ay Derneği bünyesinde engelli insanlarımızın sahip oldukları engelli psikolojilerini yıkarak, normal bir insan gibi hayata adaptasyonları noktasında yoğun çalışmalar sarf etmiştir. Bir mülakatta, “sosyal ve fiziksel sistemler, belirli bir insan tipine göre ayarlanmış. İşte bu bakış açısını değiştirmek için, ya sistem içinde olacaksınız ya da açıyı genişleteceksiniz. Bizler de sistem içinde olamayacağımıza göre açıyı genişletmemiz lâzım” diyen Lokman Ayva bu uğurda çok çaba sarf etmiş ve toplumun özürlülere daha hoşgörülü bakması yönünde bilimsel, sosyal ve siyasî faaliyetlerde bulunmuştur. 3 Kasım 2002 seçimleriyle birlikte Türk siyasî tarihinde ilk defa görme engelli bir kişi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girme şansını elde etmiştir. Milletvekili olduktan sonra TBMM’de yapılacak törende ‘yemin metnini’ nasıl okuyacağını Meclis Genel Sekreterliği’ni soran Lokman Ayva’ya, “Şimdiye kadar hiç böyle bir ihtiyaç olmamıştı. Maalesef öyle bir metin elimizde yok” cevabını aldı. İyi bir hafızaya sahip olan Lokman Ayva, buna rağmen kabartma bir metin hazırlatılmasını talep eder ve yemin töreninde de kabartma metninden yeminini okudu.

Hiç yorum yok: