27.6.09

İnanılmaz Öykü

Spot: Henry Ford demiş ki, "Dünyadaki en büyük keşif, bir insanın yapabileceğini düşünmediği bir şeyi yapabilmesidir." Dünyada bizi sınırlayan şey, bizim düşüncelerimiz ve bizim kararlı olmayışımızdır.

Elazığ'da doğan ve yaşayan küçük Esra, ilkokulu bitirdikten sonra çok iyi Anadolu Liselerini tutturmasına rağmen ihtilal öncesi ortamın karışıklığını öne süren babası tarafından okuması engellendi. Esra, çok genç yaşta evlendirildi; ardından üç çocuk annesi oldu. İlk oğlu Emrah'ın Anadolu Lisesi sınavlarında iyi bir netice alacağını düşünürken, Emrah 100 sorudan sadece 15 net çıkarabildi. Anne Esra şok olmuştu. Bu durumu kabul edemiyordu. İlkokul mezunu olduğu halde, oğluna çok tempolu bir şekilde ders çalıştırmaya başladı. Önce kendisi öğreniyor; ardından oğluyla birlikte çalışıyorlardı. Ailedekilerin ve çevredekilerin bu çabalardan çok fazla umudu yoktu. Ne var ki, Emrah sömestre tatilinden sonra netlerini 100 soruda 96'ya kadar çıkardı. Girdiği sınavda Türkiye'de ilk 500'e Elazığ'da ilk 5'e girdi. Dershanesinde ise 120'cilikten birinciliğe yükseldi.

Anne Esra çok sevinçliydi. Ehliyet almak üzere bir kursa yazılmaya gitti. Kurstaki görevli eğitimin durumunu sorunca ilkokul mezunu olduğunu söyledi. Görevli de kendisine dışarıdan mı bitirdiğini sordu. Bu olay Anne Esra'nın yüreğini burktu. Hem eğitim durumu sorulduğunda neden "Ben Üniversite mezunuyum." diyemiyordu ki. Kurstan eve döndükten sonra eşi ile konuştu. "Ben" dedi, "ortaokulu, liseyi bitirmek istiyorum. Üstelik üniversiteye gitmeyi düşünüyorum." Eşinin de desteğini alan bir taraftan üç çocuklu bir ailenin sorumluluğunu üstlenen Anne Esra dışarıdan ortaokul ve lise bitirme sınavlarına girmeye karar verdi. Karar verdikten sonra çok kısa bir sürede iki ay içinde önce ortaokul diplomasını ardından ise lise diplomasını almaya hak kazandı. Oğlunu sınavlara hazırlarken tüm okul içeriğini öğrenmiş ve çok zorlanmadan sınavları geçmişti.

Şimdi sıra üniversite sınavındaydı. Üniversitede örgün eğitim yapan bir bölümü kazanmak, açık ortaokul ve liseyi bitirmeye benzemezdi. Ancak kendisinin sınavı kazanacağına inancı tamdı. 1995 yılında Fırat Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü kazanarak üniversite öğrenimime başladı. Üç çocuk annesi bir kadın nasıl üniversite okuyacaktı? Vizeler, finaller derken okulu uzatmadan 1999 yılında iyi bir dereceyle mezun oldu. Master yapmak istiyordu. Bu kadarı da uçuk bir hayaldi, bir anneydi o. Anneler master yapmaz, çocuk büyütürdü. Derken 1999 yılında mezun olduktan hemen sonra aynı bölümde yüksek lisans öğrenimi görmeye başladı. 2001 yılında yüksek lisans öğrenimimi tamamladı ve yine aynı yıl aynı bilim dalında doktora programına kabul edildi. 2007'nin Ağustos ayında doktorasını tamamladı. Küçük Esra, önce Anne Esra olmuş, ardından Öğrenci Esra olmuş ve doktoranın tamamlanması ile birlikte Dr. Esra Hanım olmuştu. Doktora tezi oldukça ilginçti; televizyonun ev kadınlarının gündelik yaşamlarını nasıl etkilediğini araştırdı. Kadınların yaşamlarında televizyon dizilerinin etkisi o kadar ilginçti ki, tezi ulusal gazetelerde bile haber oldu. Bu arada mezun olduktan sonra Elazığ'da Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı değişik okullarda sınıf öğretmeni olarak görev yaptı. Şu anda özel yetenekli çocukların eğitim gördüğü Elazığ Bilim ve Sanat Merkezi'nde rehberlik biriminde öğretmenliğe devam ediyor.

Dr. Esra Gülmez'in büyük oğlu Emrah Bilkent Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. Şu anda Hollanda'da çalışıyor. İkinci oğlu Yunus Taha Hacettepe Eczacılık'ta öğrenci, Üçüncü oğlu Emre ise Amerika'da Berkeley Üniversitesi'nde öğrenci. Zorluklardan, imkansızlardan, sınavların zorluğundan şikayet etmek isteyen varsa, bu yazıyı duvarını asıp tekrar tekrar okusun. Kocaman bir teşekkür size Dr. Esra Hanım hepimizi yüreklendiren öykünüz için.

3 yorum:

taruntan dedi ki...

Sayın Melih Bey, Esra Hanımın başarlı hayatını anlatan yazınızı büyük bir merak ve zevkle okudum. Hayatın olağan akışında olağandışı bir başarı öyküsü... Esra Hanımı kutluyorum ve bu hikayenin nice Esra Hanımlara klavuzluk etmesini temenni ediyorum.

Adsız dedi ki...

esra hımın başarı sürecini ve başarıya götüren azmini herkesin örnek alması gerekir. mazeret üretmek ancak acizligin bir göstergesi...azcık sebat etmek gerekir.bu yazının yolsuz kalmış bir dağa yol olmasını dilerim

Unknown dedi ki...

esra hanımın kendisiyle ve annesiyle tanışma imkanım oldu. gözlerindeki zekayı görebiliyordum.ama gönül isterdi ki o üniversitede hoca olsun, kitap yazsın, makale yazsın. kurak kalmış akademi camiasına faydası dokunsun. fakat böyle bir isteği yok gibi. çocuklara eğitim vermenin daha önemli olduğunu düşünüyormuş, annesi öyle demişti. hayat boyu başarılar dilerim.