1.11.10

Yazar mısınız?

"On yıl boyunca eşinize dostunuza bir öyküyü anlatmaktan bıkmıyorsanız, bu öykü gerçekten çok güzel ve klasikleşmiş bir öykü olmuş demektir."

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da şehir hatları vapurunda çok ilginç bir konuşmaya istemeden şahit oldum. Hemen önümde oturan iki adam konuşuyordu. Biri diğerinin çocuğunun liseyi uzak bir doğu ilimizde okuduğunu öğrenince şaşırmıştı. Çocuğu neden İstanbul’da değil de, o kadar uzak bir ilde okutuyordu ki? Çocuğun babası çok ilginç bir cevap verdi. “Bir öyküsü olsun istiyorum” dedi. “Başka şehirde okumak, gözlem yapmak için fırsat verir. Yabancı bir yerde insan zorluk çeker, zorluk olunca üzüntü olur, çözüm olur, keyif olur. Çocuğun bir hikayesi olur. Mezun olunca da o hikayeyi anlatır. Bakarsın yazar olur. İstanbul’da okusa ne olacak? Sıradan bir yaşamı…” Bu babanın düşüncesi gerçekten çok farklıydı. Bulduğu çözümün doğruluğu tartışılır; ama teorisi mantıklıydı. Bir hikayeye sahip olmak için zorluklar, problemler yararlı görünüyor.

www.bizyazariz.net isimli bir site kurdum. Bu site, insanların başından geçen sıra dışı öyküleri derlemeyi ve daha sonra basılı olarak yayımlamayı amaçlıyor. Sıradan insanların her birinin kendilerine göre müthiş öyküleri olduğunu fark ettim. Derler ya “hayatımı yazsam roman olur”, belki roman olmaz ama güzel bir öykü olabileceğini düşünüyorum. Öykü dinlemeye bayılıyorum. Evlenme öyküleri, sınav öyküleri, yolculuk öyküleri, iş başvurusu öyküleri, tatil öyküleri herkesin başından birbirinden ilginç sıra dışı öyküler geçiyor. En güzel öyküler de zamanla unutulmayanlar. Siz de www.bizyazariz.net adresine başınızdan geçen sıra dışı bir öykü yazabilirsiniz.

www.bizyazariz.net’e ilk gelen öykülerden bir tanesi çok ilginç, Cem Mirza yazmış: "Hayatımın sıradan günlerinde gelecekte neler olacağı hep soru işaretiydi. Üniversitenin bitimine doğru bir kitap fuarında sıra dışı birisiyle tanıştım. Sözlerini elime yazacak kadar etkilemişti beni. Sıra dışı düşünmek gerekli diyordu. Bu karşılaşmadan sonra artık başka birisiydim. Somurtkan ve sıradan düşünen biri değildim artık. Çocukken futbolcu olmak istemiştim; ama artık çok geçti. Ama çok iyi koşuyordum ve hakem olabilirdim. Hakemlik sınavını geçtim. Ama hakemliğimi resmileştirebilmem için en az 5 maça çıkmam gerekiyordu. Okulun bitmesine az kalmıştı. Bu sürede en fazla bir iki maça çıkabilirdim. Sıra dışı bir şey yapmam gerekiyordu. Bir turnuva düzenledim; bir ayda 25 maça çıktım böylece. Şu an üçüncü ligde hakemlik yapıyorum ve hakemlikten futbol oynamak kadar zevk alıyorum.

Birgün E-5 te otostop çekiyorum ama kimse almıyor. Yarım saat geçti aradan. Aklıma hemen sıra dışı bir şey yapmak geldi. Bir kağıda ''yarım saatliğine bir mühendisle yolculuk etmek ister misiniz?'' diye yazdım. Bu fikir tutmuştu. Okul yıllarında otostop çekerken hep bu kağıdı kullanıyordum. Artık bazen lüks marka arabalara biner olmuştum okula giderken... Otostop çektiğim adamlardan biri çok zengindi ve yazılım firması vardı. Bir gün firmaya ziyaretime gel dedi. O gün beni denemek için yazılımlarla uğrastırdılar. Ama ben bu yazılımlardan pek anlamıyordum. Yazılım geliştirmeni dışında başka bir şey deneyebilir miyim dedim. başka bir yol bulmalıydım ve ben bunları satmayı deneyebilir miyim dedim. Tamam dediler normalde ayda 2 tane satılan o programdan ben bir günde 3 tane satınca asla vazgeçmeyecekleri bir eleman oldum. Aradan geçen zamanla alanımda en iyi satış mühendisine döndüm. Arka arkaya 3 ay ayın elemanı seçildim. Nereden nereye eğer o gün o fuara uğramasaydım belki de sıradan biri olarak kalacaktım."

Hiç yorum yok: