28.9.06

Sistem Düşünüşü Nasıl Kullanılıyor?

Kayseri’de hastanenin lobisindeki genç adam, yaşlı teyzeye yaklaşır. Birden uzanarak kadının elini yakalar ve Türk usulü elini öper ve der ki: “Ah teyzecim ne kadar oldu görüşmeyeli. Nasılsınız? İyi misiniz?” Kadın şaşırmış bir şekilde, oğlum iyi de ben seni çıkaramadım” der. Genç, “nasıl çıkaramazsın, teyzecim?” diye kadıncağızı mahcup edecek şekilde sorar. Yaşlı teyze kafasını zorlayarak, “sen... sen... Kadriye’lerin oğlu Ahmet’sin değil mi, okumaya İstanbul’a gitmiştin.” Genç, “sonunda hatırladın” deyip, kadının elini bir kez daha öper. Genç tekrar başlar sormaya, “neler yapıyorsunuz, her şey yolunda, herkesin sağlığı yerinde mi?” diye. Yaşlı teyze: “Köyde her şey bildiğin gibi. Geçen yıl Mehmet amcan vefat etti. Biliyorsun, karısının ölümünden sonra çok üzülmüştü zaten. Zor gelmişti yalnız yaşam. O da karısının yanına gitti. Öyle işte... Ben çok iyi değilim işte. Kalbimde bir sorun var. Kolon el yetmezliği mi, varmış ne? Doktorlar araştırıyorlar, devletimiz sağ olsun. Yanımdaki Ayşe kızımız da sağ olsun, o getirip götürüyor beni hastanelere... Sen ne yapıyorsun, oğlum?” Genç adam, “annemi ziyarete geldim işte, bir de bir emanet var üstümde. Almanya’dan bir arkadaşım, hayır yapmaya karar verdi. Bir beş yüz mark verdi bana, ihtiyacı olan, durumu sıkışık birini bulup vereyim diye. İşte, bu beş yüz markı verecek, gerçekten ihtiyacı olan bir hasta filan bulurum diye hastaneye geldim. Var mı senin tanıdığın, bildiğin teyzecim?” Teyze, bu soru ve anlatılan karşısında bir an tereddüt geçirdi. Böyle birisi vardı kafasında ama ayıp olur mu söylemek diye düşündü. “Oğlum, bu Ayşe kızımız var ya, senin gibi İstanbul’da üniversite kazandı, ama ailesinin gönderecek durumu yok. Bu para ona harika bir maya olurdu. İstanbul’a gider, üniversitenin yurduna filan yerleşir, kıt kanaat geçinirdi bir yıl.” Teyze böyle söyleyince ona hastaneye gidiş gelişinde eşlik eden genç Ayşe biraz utandı, yanakları pembeleşti, başını önüne eğdi. Genç, “Tamam, teyzecim, okuyacak birine yardım etmeyeceğiz de kime edeceğiz” dedi. “Ayşe de kabul ederse ben emaneti veririm, üstümden de yük kalkar. Yardım da doğru adresi bulur.” diyerek, cebindeki 500 markı çıkarttı ve kıza uzattı. Genç kız “alamam” filan diye biraz direndiyse de sonunda elini uzattı ve 500 markı alıp çantasına koydu. Genç, “bana müsaade dedi, elektrik parasını yatırmaya gitmem gerek” diyerek elini cebine attı; sonra bir şaşkınlık nidasıyla “hay Allah, parayı evde unutmuşum! Bugünde son günü ne yapacağız şimdi?” diye kendi kendine söylendi. Teyze, “kaç paraymış oğlum?” diye sordu. Genç, “çok bir şey değil, otuz milyon TL” deyince, Teyze elini çantasına attı ve “hep sen hayır yapacak, hayırlara vesile olacak değilsin ya. Ben de zor durumda olan birine yardım edeyim. Al sen şu otuz milyonu” dedi. Genç de, “Allah senden razı olsun” deyip parayı aldı, teyzenin elini öpüp gitti.

Sonradan Ayşe’nin babası 500 markı bozdurmaya kalktığında, paranın sahte olduğunu öğrendiler. Çok üzüldüler. Parayı alıp gencin annesine iade için götürdüklerinde, Kadriye Hanım oğlunun o sırada Edirne’de askerde olduğunu söyledi. Parayı veren genç onun oğlu değildi. Kalp hastası teyzemiz dolandırılmıştı. 30 milyon büyük para değildi, ama dolandırılmıştı.

****

Dolandırıcılar, sistem düşünüşünü, empatiyi, senaryo planlama becerisini en iyi kullanan aktörlerdir. Şimdi yukarıdaki dolandırıcının yaptıklarını sistem düşünüşünün adımları ile üstünde geçelim.

Dolandırıcı önce kendisine doğru bir av seçiyor. Yaşlı ve hafızası zayıflamış olabilecek bir teyzeyi.
Kadınla iletişim kuracak bir bahane buluyor. “Teyze beni çıkaramadın mı?”
Kadın tuzağa düşünce, güvenini kazanmak için 500 mark yardım hikayesini anlatıyor.
Teyzeye yardım eden genç kızın 500 markı verince, her ikisinin de güvenini kazanıyor.
Bu güveni kötüye kullanacak yeni senaryo başlıyor. Elektrik faturası ödenecekti para almayı unutmuşum diyor.

Nihai hedefe ulaşılıyor. 30 milyon alınarak kayıplara karışılıyor.

Sistem düşünüşü, empati, senaryo planlama sıklıkla dolandırıcıların kullandıkları araçlar olmakla birlikte, iş dünyasında ya da günlük yaşamda çok fazla yardımı olabilecek araçlardır. Bu araçlar, kötü niyetli insanların elinde bir silaha dönüşürken, iyi niyetli insanların elinde de dünya uygarlığına katkıda bulunmanın bir aracı olabilirler. Öyleyse bu harika araçları, sadece dolandırıcılara bırakmamak gerek.

Hiç yorum yok: