10.10.12

Amerika’dan Küçük ve Güzel Detaylar

Gittiğimiz ülkelerdeki güzel uygulamaları örnek almak ve onlardan daha gelişmişini yapmak ülkemizin medeniyetini geliştirir. Bakmak ve konuşmak yetmiyor; elbette uygulamak gerek.

Amerika Birleşik Devletleri’nde günlük yaşam içinde çok güzel ayrıntılar var. Tüketici hakları ve müşteri memnuniyetinde Türkiye’den fersah fersah ileride olduklarını söyleyebilirim. Mutlaka bizim şirketlerimizin ve kurumlarımızın örnek alması gerekiyor diye düşünüyorum. Birçok Türk yurt dışına çıktığında hem kendi hem de sevdikleri için alışveriş yapar. Ben de bu yaz iki ay geçirdiğim, Amerika ve Kanada’da farklı kurumlardan alışveriş yaptım. Birçok satın aldığım ürünü de üstümdeki alışveriş çılgınlığı geçtikten sonra iade ettim. Bu iade sürecindeki davranış kalitesini size anlatmak isterim. Boston’da TJ Max, Marshalls, City Sports, Wal-Mart, Eastern Mountain Sports gibi zincir mağazalardan alışveriş yaptım. Bu mağazaların hepsine mal iadesi yaptım. Fişiyle birlikte götürdüğünüz takdirde hiçbir sorgu ve sual olmaksızın ürünleri hemen iade alıyorlar. Eastern Mountain Sports da insanların kullanıp “bu ayakkabı ayağımı sıktı” deyip ürünü iade ettiğini bile gördüm. Dünyanın en iyi perakendecisi diyebileceğim Amazon.com şirketi, ürünleri postayla gönderiyor. Herhangi bir şeyi herhangi bir nedenden beğenmezseniz ürünü posta ücreti dahil iade edebiliyorsunuz. Üstelik postaneye bile gitmenize gerek yok. UPS şirketi evinize kadar geliyor. İade edeceğiniz ürünün üstüne yapıştıracağınız etiketi bile onlar hazırlamış oluyorlar. Ürün gidiyor ve paranız kredi kartınıza iade ediliyor. Amazon şirketine dört tane ürün iade ettim. Dördünün de parasını hemen iki gün içinde kredi kartına yüklediler.

Türkiye’ye döndükten hemen sonra bir Vatan Bilgisayar mağazasından bir ürün aldım. Kasada ücreti öderken, iade şartını sordum. “Neden iade edeceksiniz?” dediler; ben de “belki takacağım projektöre uymaz belki” deyince “edemezsiniz, çünkü ürünü görerek alıyorsunuz.” diye cevap verdiler. Açıkçası Vatan Bilgisayar gibi dev bir perakendeci de böyle bir cevap beni hayrete düşürdü.

Harvard Üniversitesi İşletme Okulu’nda Prof.Dorothy Leonard’ı ziyarete gittiğimde arabayı, okulun otoparkına bırakmak için gişe görevlisine yaklaştım. Ziyaretçi olduğumu söyleyince ismime bir ziyaretçi kartı düzenleyip arabanın ön camına koydu. Ziyaretçilerin kim olduğu, kime geldiklerinin de belirtildiği matbuu bir formdu bu. Bu detayı dahi düşünmüşlerdi.

Amerika’da tekerlekli iskemle kullanıyorsanız veya bisiklete biniyorsanız, bütün kaldırımların köşelerinin yolla bir seviyede olursunuz. Kaldırıma tekerlekli bir araçla çıkarken ufacık bir tümsek dahi yoktur. Her şey insana odaklı.

Amerika’daki marketlerin birçoğunda 6 kasa varsa en az 4 tanesi “kendi işini kendin gör” kasasıdır. Yani market arabasını doldurursunuz, görevli olmayan kasaya gelirsiniz, ürünlerin barkodlarını tek tek okutursunuz en sonunda da kredi kartı, bankamatik kartı ile ya da nakit olarak ücreti ödersiniz. Yıllardan beri uygulamada olan bu kasa hizmeti gerçekten birçok kişi için şaşırtıcıdır.

Amerika’da kütüphanelerin bir kısmı, Amazon’un kindle gibi kitap okuma aparatlarına ödünç kitap veriyor. Kütüphaneye kitap almaya gidiyorsunuz, kitabı seçiyorsunuz, kitap ödünç işlemleri görevlisine gidiyorsunuz, kindle’ınız varsa kitabı size fiziksel olarak vermek yerine bir saniyede kitabı kindle’ınıza bir ay süreyle yüklüyor. Böylece kitabı kütüphaneye geri götürmeniz gerekmiyor. Bir ay sonra kitap otomatik siliniyor.

Bir otomobil kiralayıp, gece yarısı oto kiralama şirketinin parkına bırakırsanız ve orada görevli olmazsa orada kumbara formatlı bir kutuya anahtarı atıyorsunuz. Aynısı Bahamalar’da sabah erken saatte ayrıldığımız bir otelde de yaptık. Resepsiyon görevlisi olmayınca kapı anahtarını bir kumbara kutuya attık. Bu uygulama da gece personeline olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.

Boston’da Boys and Girls Club isimli çocuk ve gençlik merkezinde ilkokuldan lise sona kadar çocuklar, boş zamanlarında ya da okuldan sonra yaz ve kış yüzebiliyor, bilgisayar kullanabiliyor, derslerini çalışabiliyor, film izleyebiliyor, el sanatları ve müzik dersleri yapabiliyor. Bütün bu hizmetler için yıllık ücret 15 dolar. Kurumun giderleri, bir vakıf tarafından karşılanıyor. Vakıf ticari şirketlerle anlaşmalar yapmış. Örneğin, Staples isimli kırtasiye zincirinden bir USB bellek alırsanız, ürünün bir doları Boys and Girls Club’a gidiyor.

Hiç yorum yok: