14.10.12

Türkiye’ye Bir Ödül Daha

“Mükemmellik Modeli’yle bir işletmenin / bir kurumun en iyi nasıl yönetileceği konusunda 20 yıldır referans oldukları için KalDer ve Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’na teşekkür borçluyuz.”

Bir işletmenin iyi yönetildiğini nasıl anlarız? İyi yönetilen bir işletmede birçok şeyi bir arada görürüz. Sonuçlar alanına baktığımızda elbette kazançlı, satış cirosu olarak büyüyen bir işletme başarılı bir işletmedir. Ama çok para kazandığı halde müşterilerini mutlu edemeyen şirketler de vardır. Örneğin, İDO’nun ve BTA kafelerinin işletmecisi, müşterileri tarafından sevilmiyor. Ders verdiğim Yalova Üniversitesi master sınıfında İDO, öğrenciler tarafından hem yolcu taşımacılığında hem de kafe fiyatlarının yüksekliği dolayısıyla öğrenciler tarafından “insafsız” olarak tanımlandı. Demek ki bir kuruluşun çok para kazanması müşterilerini tatmin ettiği anlamına gelmiyor. Bir kuruluşun para kazanıp müşterilerini tatmin etmesi de iyi yönetildiğini göstermez. Bugün çevreyi kirleten, kaynakları tüketen bir kuruluş başarılı kabul edilemez. Her kurumun toplum ve çevre üstünde etkileri vardır. Bu etkilerin pozitif olması halinde kuruluşun başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Bir fabrika düşünün çevreyi kirletmiyor, çok az enerji harcıyor, onunla kalmıyor, çocuklara, yoksullara yardım ediyor, depremde insanların imdadına yetişiyor. Ancak bugünün modern işletme anlayışı, bunları da başarı için yeterli bulmuyor. Başarılı olmak için aynı zamanda sürekli yenilik getiren, üretiminde, operasyonunda, ürün ve hizmetlerinde sürekli iyileştirmeler yapan bir şirket olmak gerekiyor. Yenilik hem müşterileri tatmin etmek için hem rekabet etmek için hem de maliyetleri düşürmek için gerekli. Ancak yenilik ve sürekli iyileştirme yapmak da yetmiyor. Bütün bunları çalışanlarınız katılımıyla, liderinizin bütün bu çalışmalara canı gönülden açık bir iletişimle destek olmasıyla başarmanız gerekiyor. Bunların yanında çok önemli bir parametre daha var. Müşterinizi mutlu edebilmeniz için malınızın iyi olması gerekli. Ancak malın hammaddesini ya da yarı-mamulünü bir başkasından/tedarikçiden alıyorsunuz. O zaman onunla da çok iyi bir işbirliği yapmalısınız ki, o da size mümkün olan en iyi ürünü versin. Diyelim ki şahane bir dondurma üretiyorsunuz, ama sizin dondurmanızı satan bakkalın buzdolabı iyi soğutmuyor, dondurmalar bozuluyor. O zaman sadece tedarikçinizin değil, bayiinizle de kaliteli operasyon konusunda işbirliği yapmalısınız. En önemli parametre elbette çalışanların gelişimi ve memnuniyetidir. Çalışanlar hem çalışma şartlarıyla mutlu olmalı, hem de sürekli gelişmelidir. Başarılı şirket tüm bu saydığım bu alanların hepsinde başarılı olan şirkettir.

Bu anlattığım şekilde Türkiye’de işletmeler var mı? Elbette var. Avrupa’da bu anlattıklarımı en iyi yapan şirketlerin başını Türk şirketleri çekiyor. En son geçtiğimiz hafta Coca Cola İçecek şirketi, Avrupa Kalite Başarı Ödülü’nü aldı. Coca Cola İçecek Ankara fabrikasının çalışanları, enerji ve kaynak tasarrufu ve atık yönetimi gibi konularda öyle buluşlar yapmışlar ki, şirkete milyonlarca dolar tasarruf yaptırırken bir taraftan da çok kıymetli olan su kaynaklarını korumuşlar. Coca Cola Türkiye Bölge Başkanı Burak Başarır, çalışma arkadaşlarının birçok buluşa imza attığını aktardı. Örneğin çok ısınan bir makineyi soğutmak için büyük miktarda enerji harcanıyormuş. Fabrikadaki diğer bir makineyi ise sürekli yüksek ısıda tutmak için yine müthiş miktarda enerji harcanıyormuş. Fabrika çalışanları bir makineyi soğutmak bir makineyi ısıtmak için enerji harcamak yerine; bir şekilde bu iki makineyi birbirine bağlamışlar ve hiç enerji harcamadan her iki makinenin de soğutma ve ısıtma ihtiyaçlarını karşılamışlar. 7 patentli buluşu olan Coca Cola İçecek fabrikası’nın günlük yaşamımıza yansıyan başka iyileştirmeleri de var. Örneğin, marketlerde eskiden tek ve büyük kapılı buzdolapları vardı. Şimdi ise beş küçük kapılı buzdolapları var. Beş kapılı dolaplar içecek alırken daha küçük bir kapı açtığınız için, dolap içindeki soğuk havayı daha az kaçırıyor. Burak Başarır’a Coca Cola’nın sağlıklı olup olmadığını da sordum. Yüzyıldan fazla milyonlarca insan tarafından içilen Coca Cola’nın dünyanın tüm ülkelerinden sağlık kuruluşları tarafından onaylandığını belirtti. “Kaloriden kaçınmak isteyenlerse Light ya da zero ürünleri tercih etmeli” diye de ekledi. Coca Cola Amerikan menşeli de olsa, Avrupa’da Kalite Başarı Ödülü alan fabrikalarının bir Türk fabrikası olması açıkçası Türk insanı için gurur duyulacak bir gelişmedir.

Hiç yorum yok: